ÖĞRETMENLER BU MİLLETİN ŞAH DAMARIDIR…

Çocuk için ana, hasta için ilaç, yangın için su, toprak için yağmur, tabiat için güneş ne ise; bir milletin irfanı için de ÖĞRETMEN odur. Çünkü ÖĞRETMEN, bir kafa ve bir ruh mimarıdır. Aydınlar, bilim adamları, uzmanlar bilgilerini ÖĞRETMENE borçludur, Peygamberimiz Hz. Muhammet Efendimiz, “Ben bir ilim şehriyim, kapısı Ali’dir” diye buyurduğu Hz. Ali’de “Bana bir […]

Çocuk için ana, hasta için ilaç, yangın için su, toprak için yağmur, tabiat için güneş ne ise; bir milletin irfanı için de ÖĞRETMEN odur.

Çünkü ÖĞRETMEN, bir kafa ve bir ruh mimarıdır. Aydınlar, bilim adamları, uzmanlar bilgilerini ÖĞRETMENE borçludur,

Peygamberimiz Hz. Muhammet Efendimiz, “Ben bir ilim şehriyim, kapısı Ali’dir” diye buyurduğu Hz. Ali’de “Bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum” demiştir.

Şu halde, bu gerçeğin ışığı altında ellerimizi şakağımıza koyup derinlemesine bir düşünecek olursak, ÖĞRETMENİN her türlü saygı ve sevgiye değer olduğunu görür, onun hayatımızın mimarı olduğunu anlarız.

İslama göre, Allah’ın kılıcı olduğu bilinen Hz. Ali, kendisine bir kelimenin öğretenin kırk yıl kölesi olacağını söylediğine bakılınca, bize değil bir kelime, onbinlerce kelime öğretip bilgilendiren ve bilgi sahibi yapan ÖĞRETMENE en aIndan hayatımızın sonuna kadar minnet ve şükran duymalıyız.

Zira ÖĞRETMEN, bizleri cehaletin girdaplarından kurtarıp aydınlığa çıkaran bir insan olması sebebiyle de sıradan adam değil, kutsal sayılması gereken bir varlıktır.. Gerçekten de ÖĞRETMENLİK, insanlara yön ve istikamet veren, milletlerin yükselmesinde en büyük payı olandır…

Devletin görevi; bilgili, ahlaklı ÖĞRETMENLER yetiştirmek, milletin ve nesillerin geleceğini teminat altına almak için, milli mimarlarımız olacak ÖĞRETMENLERE her türlü hak ve değer vermek olmalıdır…

ÖĞRETMEN yetiştiren bütün kurum ve kuruluşların hepsi çok iyi donanımlı olmalı ve çağın her türlü imkanlarına sahip olmalı, araç-gereçler eksizsiz olmalıdır. Ayrıca bir ÖĞRETMEN her türlü horlanmadan masum tutulsun, karnı tok, sırtı pek olsun, başı dik gezsin…

Böylece hem ÖĞRETMEN, hem irfan korunacak, ÖĞRETMENLİK mesleği saygın hale gelecek, okuyan da, okutan da haklı-haksız, yerli-yersiz şaibelerden arınmış olacak, milletin irfanı yükselecek, Türklük bedenimiz, islamiyet ruhumuz olacak. Türklük gururu, İslamiyet şuuru gençlerimizin onur kaynağı olacaktır…

Yeter ki, çocuğumuzu ellerine tevdi ettiğimiz ÖĞRETMENLERİN ruhu sapık, mayası bozuk olmasın, bizim milli irfanımızı başkalarınınkiyle karıştırılmasın…

Şurası hiç unutulmamalı ki; milletin feyzi ümidi, sağlam geleceği cefakar ve fedakar Türk ve Müslüman ÖĞRETMENLERİN omuzlarında yükselecektir.

Başta Başöğretmen Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, çalışan veya emekli tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor, ellerinden öpüyorum…

Görevleri başında hain terör saldırıları sonucunda şehit düşen, ayrıca bir sebeple hayatını kaybetmiş bütün öğretmenlerimize ALLAH rahmet eylesin, mekanları cennet olsun, nur içinde yatsınlar inşallah…

Zakir Tercan-Edirne

Bu haber 290 kez okundu.